TANDOĞAN UYSAL: Bodrum Düğünleri: Türkiye Gündeminden Kaçışın Göz Kamaştıran Adresi

Haber Bültenlerinin Gri Dünyasından Kaçış

Türkiye’de haber bülteni izlemek bazen küçük bir ruhunuzu bile karartmaya yeter. Trafik teröründen ekonomik krize, şiddetten siyasetin tekdüze kavgasına kadar, ekranlar griye çalan, insanın yaşam enerjisini sömüren görüntülerle dolu.

Bodrum Düğünlerinin Renkli Dünyası

İşte tam da bu yüzden, Bodrum’da bir düğün yayını denk geldiğinde elim otomatik olarak tıklarım. Çünkü Bodrum düğünleri, bu ülkede hâlâ nefes alınacak, iç ferahlatacak renkli alanların olduğunu kanıtlayan en güzel sahnelerden biridir.

Salonda Oturmak Yok: Herkes Sahneye, Herkes Zeybeğe

Bodrum düğünlerini Türkiye’deki diğer düğünlerden ayıran en büyük fark, salonda kimsenin oturmaması, kadınlı erkekli herkesin sahnede raks etmesi ve Ege’nin zeybek kültürünü coşkuyla yaşatmasıdır.

Bu danslarda insanlar kendi etraflarında adeta raks ederek döner, figürler bir ahenk içinde akar ve katılımcılığı, birlikteliği simgeler. Bodrum düğünlerinde dans etmek sadece bir gösteri değil, birlikte yaşanan bir anın ta kendisidir.

Davul-zurna ve zeybek ritmiyle kendini müziğe bırakan bu dönen figürler, sanki bir ruhsal terapi gibi hafiflik hissi verir, insanın içini arındırır. Neşeyle ama aynı zamanda zarafetle dönen kadınlar ve erkeğin diz çöküp kartal gibi kanat açtığı o anlar, Bodrum düğünlerinin unutulmaz karelerindendir.

Muğla Halk Kültürünün Düğünlere Yansıması

Bodrum, bir Muğla ilçesi olarak kadını ve erkeğiyle halk kültürünü düğünlerinde yaşar ve izleyenlere de yaşatır. Ege’nin zeybek kültürü sadece düğünlerde değil, kına gecesi ve nişanlarda da ritmi belirler. Bodrum’un yerlileri kadar sonradan Bodrum’a yerleşenler de bu müzik ve dans estetiğine hayran kalır, halk oyunları kurslarına katılarak bu kültürü birlikte yaşatmayı öğrenir.

Bodrum Düğünlerinin Olmazsa Olmaz Türküleri

Bodrum düğünlerinde Ege’nin zeybek kültürü yaşatılırken en güzel türkülerin çalınması bir gelenektir. İnternet taraması ve yerel düğün repertuvarlarına göre, Bodrum düğünlerinin olmazsa olmaz türküleri şunlardır:

Çökertme – Milas ve Bodrum’da geçen destansı hikâyesiyle sahnelerin vazgeçilmezi.

Ormancı – Muğla’nın ruhunu, hüzün ve isyanı birlikte yansıtır.

Kerimoğlu Zeybeği – Diz çöküp kartal gibi kanat açan figürlerin vazgeçilmez eşlikçisi.

Harmandalı Zeybeği – Ege düğünlerinin onur ve asaleti anlatan klasik türküsü.

Deniz Üstü Köpürür – Coşkuyu yükseltir, dans edenlerin sayısını artırır.

Bahçada Yeşil Çınar – Ritmiyle herkesin sahneye çıkmasına vesile olur.

Bu türküler Bodrum düğünlerinde yalnızca bir arka plan değil, insanları dansa çağıran bir davetiyedir.

Nikah Salonlarından Begonvil Gölgesine

Bodrum’da düğünlerin bir diğer farkı, İstanbul ve Ankara’da nikah salonlarının soğuk koridorlarında atılan imzaların, burada begonvillerin gölgesinde, zeytin ağaçlarının altında, davul-zurna ve türkü eşliğinde atılmasıdır. Nikah memuru bile “Bodrum temposuna” uyar, telaşsız ve güler yüzle “Evet”leri toplar.

Mandalinci Düğünü: Umudu Hatırlatan Anlar

Dün izlediğim Fulya ve Tanju Mandalinci çiftinin düğünü de bunu bana bir kez daha hatırlattı. Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci kardeşinin nikahını kıyarken, Bodrum meltemi gelinin duvağını hafifçe savuruyor, yüzlerde istemsiz bir gülümseme oluşuyordu. Ardından başlayan dans ise Türkiye’de televizyonlarda görmeye alışık olmadığımız kadar uyumlu ve umut doluydu. Bir anda haber bültenlerinin gri gündeminden kopup rengarenk bir filme geçmiş gibi hissettim.

Dans Ettikçe Umut Var

Bodrum düğünleri, Türkiye’nin ruhunu karartan gündemine alternatif bir gündemdir. “Bodrum konsepti” olur mu demeyin, burada bir düğün sadece iki insanın değil, anın ve mekanın da evliliğidir.

Bu yüzden Türkiye’deki herkesin ara ara bir Bodrum düğününe denk gelmesini, o müzik ve kahkaha seslerinin içimize yerleşen karanlığı temizlemesini dilerim.

Ve elbette, Fulya ve Tanju Mandalinci çiftine bir ömür sağlık ve mutluluk dileyerek, bize bu güzel Bodrum düğününü izlettikleri için teşekkür ederim.

Çünkü Türkiye’de her şeye rağmen, dans edebildiğimiz sürece umut vardır.