Nurhan Keleş: TÜRK MİLLETİNİN, 15 TEMMUZ DESTANSI MİLLİ İRADE DİRENİŞİ, ANADOLU’DA YÜKSELEN, DİRİLİŞ HAREKETİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR.(1)

Anadolu topraklarımızı bize vatan yapan ecdadımızın, Selçuklu ve Osmanlı Devleti öncesinde, Dünya’da 16 Cihan Devleti kurduğunu, hepimiz onur ve gurur duyarak bilmekteyiz.
Anadolu’da bizlerden önce de birçok uygarlıklar, medeniyetler kurulmuş, ancak uzun süre varlıklarını tarihte sürdürememişlerdir. Tarihi uygarlık birikimiyle, toprakların zenginlikleriyle, her dönem insanlığın hâkim olmak istedikleri, almak istedikleri, önemli bir coğrafya olmuştur.
Anadolu insanlığın ilk uygarlık tarihi olan, Mezopotamya havzasına, Fırat ve Dicle ırmakları suyu ile bereket kaynağı olmuş, stratejik jeopolitik bir coğrafyadır.
Ecdadımız Türkler, Anadolu’da uygarlığın ilk kurulduğunda zaten vardı. Mezopotamya bölgesinde, Truvalılar, Hititler de olduğu gibi, Atatürk tarafından, Ankara meydanına, Hitit heykelini koydurduğu, tarihi eser ortadadır.
Bizler Anadolu’da, 1071 tarihinden bile önceleri buradaydık. Ancak Anadolu’yu sürekli bizlerin elinden almak için, tarihte sürekli bizler ile mücadele ettiler. Grek, Yunan kayıtlarında, Batı, Doğu Roma Bizans kayıtlarında, diğer tarihi kayıtlarda, bunlar fazlasıyla anlatılmakta ve tarihi kayıtlarda ortadadır.
Bizleri hep Anadolu’dan çıkarmak için sürekli bizler ile savaştılar.
İşte bize ait olan, Anadolu topraklarını tekrar geri almak için, Türkler ecdadımız 1071’de Büyük Selçuklu Devleti ile tekrar Anadolu kapılarını destanlar yazarak açtılar. Doğu Roma Bizans, bizleri durdurmak için bizlerden kat ve kat büyük sayıda asker gücüyle, Anadolu içine girmemiz için bizi sürekli durdurmak istediler.
Az sayıda olan ecdadımız, yiğitliği, mertliği, inancı ve cesareti ile hepinizin bildiği gibi Alparslan liderliğinde, Malazgirt meydan muharebesinde, Allah’ın yardımı ile savaşı kazandılar.
Bizim olan Anadolu’yu tekrar geri alarak, asıl yurdumuza girdik.
Anadolu asıl yurdumuza tekrar kavuştuk. Türkler, Kürtler, Çerkezler, Araplar, daha birçok milletlerin, tekrar Adalet ve Huzur ile yaşayabilecekleri, insan onuru ve şerefiyle yaşayacağı Anadolu, sığınabilecekleri asıl topraklarına, vatanlarına tekrar kavuştular.
Anadolu’da, Türklerin güçlü bir şekilde kalması ve yurt edinmesinde, en büyük etken; Türklerin en güçlü özelliği olan, dinamik güçlü “Kadim Teşkilatlanma” yapısıdır.
Türkler, birlikte olduğu diğer milletlerin dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın, bir ve bütün olarak, yardımlaşma ve dayanışma içinde, güçlü kadim teşkilatlanma yapısı ile Anadolu topraklarında, güçlü bir şekilde, tüm zorluklara rağmen, bugüne kadar kalabilmiştir.
Türkler, Kürtler, Çerkezler, Araplar ve diğer milletler ile kardeşlik temelinde, bir teşkilatlanma sistemi etrafında toplanmış, tarihte çok güçlü kadim teşkilat yapısı ile bütün zorlukların üstesinden gelebilmişlerdir.
Anadolu’ya gelen ilk tarihi uygarlıklar, medeniyetler yanında, Türklerin diğer milletler ile Anadolu’ya akın akın gelip yerleşmeleri, kadim Anadolu İrfanı köklü tarihi, bu gerçekliğinde zamanla oluşmuştur.
İşte Türkler, Orta Asya Bozkırların zorlu ve ağır şartlarında, dayanma iradesini gösterdiği, kadim Türk töresi, özünü, örfünü âdetini, geleneklerinden aldığı, güçlü, yiğit teşkilatlanma yapısı yanında, İslami değerlerin özünü teşkil eden, Fütüvvet’den aldığı değerle, Piri Türkistan Hâce Ahmet Yesevi Hz’nin, öğretileri ile birleştirerek, Ahilik Kadim Teşkilatını Türkler ortaya çıkarmıştır. Ahi Evran Hz de ilk Kayseri’de Ahilik Teşkilatını kurarak uygulamıştır.
İşte Ahilik teşkilatı, Anadolu’da Türklerin çok bütün zorluklar ve şartlar altında, savaşlarda ayakta kalmasını sağlamıştır. Bizleri Anadolu’nun kalıcı yurdumuz ve vatanımız yapan, kendi kadim öz Ahilik teşkilatımızdır.
Türkleri, bizleri Anadolu’dan tekrar çıkarmak için yine boş durmadılar, Haçlı seferlerini başlattılar, yine başaramadılar. Moğol saldırılarını yaptılar yine başaramadılar. Bizleri Devletimizi, haşhaşi taktikler ile içten yıkmaya çalıştılar yine başaramadılar.
İşte bize yılmadan tarihteki yaptıkları saldırılar karşısında, Türklerin güçlü öz kadim teşkilatlanma yapımız olan, Ahilik teşkilatı ile tüm yıkımlar ve zorluklar karşısında, her daim dimdik ve güçlü olduk. Bize zarar verdiler, ancak hiçbir zaman yıkamadılar ve yenemediler.
Anadolu insanı, tek bir yumruk olmuş, tüm zorluklarda, bir ve beraber olarak, Anadolu İrfanı ile tüm bu zorluklarda, her zaman güçlü bir şekilde cevap verebilmiştir.
Türkler ve diğer milletlerin birleşimi olan Anadolu; zorluklar ile insanları yoğrulmuş, güçlü bir Anadolu İrfanı, Anadolu topraklarından kendi özünden çıkmıştır. İşte tüm bu zorluklar karşında, ortaya çıkan Anadolu insanın, özü ve o güçlü ruhu, bir ve beraber olan mücadeleci kartal ruhudur.
Türklerin yiğit, güçlü Adalet, Hakikat ve Liyakatlı, kendi özü kadim Ahilik teşkilatlanma yapısı, geçmiş tarihte, bizi Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinde, her alanda o dönemlerde, bizi süper güç yapmıştır.
Bizim bu güçlü, kadim teşkilatlanma yapısını, iyi bildikleri için Osmanlı Devletini yıktıktan sonra, Ahilik ile ilgili tüm tarihi kayıtları, yok etmek için yoğun çaba sarf ederek ciddi bir şekilde uğraşmışlardır.
Bize her alanda kasıtlı ve bilinçli olarak, unutturulmaya çalışılan, kendi öz kadim Ahilik teşkilatlanma yapımızı, 21.yüzyıl içinde har alanda yılmadan sahip çıkarak yaşama geçirilecektir.
Sevgi Dua ve Muhabbetle kalın İnşallah
NurHan Keleş